Gulben Ergen - Oguzhan Koc - Giden Gunlerim Oldu from cizgifilm on Vimeo.
Gözlerin Belalı - Müslüm Gürses
Gönderen
türker
Gözlerin Belalı - Müslüm Gürses from muslumcu on Vimeo.
Serdar Ortaç... HAYATIMDA SEKSİN YERİ YOK
Gönderen
türker

14 yıl önce Karabiberim şarkısıyla hayatımıza giren Serdar Ortaç, şimdi de kısa süre önce çıkardığı Gold Remiks albümüyle müzik listelerinin üst sırasında.
Bu yaz gece kulüplerinde çalan pek çok şarkının altında da onun imzası var. Şu sıralar 4 ve 14 Ağustos’ta Avea Harbiye Açıkhava Konserleri’nde sahneye çıkmaya hazırlanıyor. Bu vesileyle buluştuğumuz Ortaç; “Son beş senede hayatımdan kıskançlığı, huzursuzluğu ve pişmanlığı tamamen çıkardım” diyerek iç dünyasındaki değişimi anlattı.
Yazın hiti olacak şarkıyı yaratmanın özel bir matematiği var mı?
- Öyle bir mantık yok. Sonuçta müzik elle tutulamaz. Havada uçuşan toz taneleri gibi birden ağzınızdan içeri girer. Ne olduğunu anlayamadan o şarkı sözleri ortaya çıkar.
Bir röportajınızda, şarkılarım risotto değil pilav üstü kuru fasulye, demiştiniz. Şarkılarınız hâlâ risotto kıvamına gelmedi mi?
- Bu lafı yıllar önce söylemiştim. Hissettiğim duygularla şarkı yazıyorum. İnsanlar neyi sever diye düşünmüyor, ben neyi severim ona bakıyorum. Çok okuyorum.
Yaz şarkıları için ‘kısa ömürlü ve eller havaya’ şarkılar denir. Katılıyor musunuz?
- Popüler müzik için Madonna’nın dediği ‘pop bugündür’ lafına katılmıyorum. Son 15 sene içinde yaptığım şarkılar arasında hatırlanmayacak parça yok. Kendime çok güveniyorum. Ayrıca beni popüler müzik dünyasının bir parçası olarak görmeye çalışmak büyük hata.
Nasıl yani? Popçu değil misiniz?
- Eğer popçu olsaydım 1993-2009 arasında sadece bir sene saltanat sürebilirdim. 15 senedir aynı yerde, sağlam duruyorum. Artık beni popçu olarak görmeyi bıraksınlar. Ne deyim bulmak istiyorlarsa bulsunlar, fakat popçudan vazgeçsinler.
Şarkılarınız soundları birbirine benzediği için eleştiriliyor.
- Hepsi aynı vücut, beyin ve kalpten çıkıyor. Şarkılarımı ‘Aman yine birbirine benzedi’ diye eleştiren herkes dinliyor. Çünkü hepsi Türk ve ruhlarında bu müzikler var.
EVLENMEZSEM EVLAT EDİNEBİLİRİM
Müziğinizin haksız yere eleştirildiğini düşündüğünüz oldu mu?
- Tabii ki eleştirecekler. Allah bana en büyük hediyeyi vermiş: Beni Serdar Ortaç yapmış.
Yaptığınız şarkılarla Türk müziğine ne katıyorsunuz?
- Gülmeyi seven bir millete tebessüm ettiriyorsam, sıkılan bir gencin deşarj olabileceği beş dakika yaratıyorsam, bana yeter.
Çok satsanız da, bazı şarkıcılar yılın albümleri arasında sizinkini pek söylemiyor...
- Kimse benim hakkımı vermek zorunda değil. Zaten bir iltifatla yücelecek değilim. Bu özgüvenle ölmeyi kabul ettim.
Sizden şarkı almanın kriterleri var mı?
- Hayır. Tahammül edilemeyecek kadar kötü şarkı söylemeyen herkes şarkımı okuyabilir.
Peki 20 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
- Halen çocuğum olmamışsa, evleneceğim veya aşık olacağım kadını seçmemişsem, evlat edinebilirim. Kendimi soyutlayıp şarkı yazabilirim. Ya da konser vermeye devam edebilirim.
BİR BABAYİĞİTLE YERİMİ DEĞİŞTİRİRİM
38 yaşındasız, şimdi hayatınızın hangi dönemindesiniz?
- Biraz huysuz bir dönemdeyim. Onu huzura çevirmeye çalışıyorum. Eskisi gibi dünya etrafımda dönsün demiyorum, dünyayı ben yarattım tavırlarım da yok.
Biraz asabi olduğunuz söyleniyor...
- Hayatım boyunca hep asabiydim. Kızınca kendimi frenleyemiyor sonrasında üzülüyorum. İş hayatında hata kabul edemem. Serdar, şöhretin doruğunda şarkı türküyle uğraşıyor, çok mutlu bir adam, zannediyorlar.
Değil misiniz?
- Bir elim yağda, bir elim balda sanıyorlar. Siz ne kadar yorgunsanız, ben de öyleyim. Benim hayatımı sürebilecek bir babayiğitle de yerimi değiştirmeye hazırım. Bir sene için yerimi kiralıyorum. Bakalım akıl ve ruh sağlıkları kalıyor mu?
Şöhret yüzünden kaçırdığınız aşklar oldu mu?
- Kalbimin küt küt attığı oldu ama nasip değilmiş. Çünkü onlar beni sahnede dinlerken yanlarında oturamıyorum. İzlenen adam olmaya konumlandım.
Size bu şarkıları yaptıran aşk değil mi?
- Şarkıları aşk yazdırsaydı, 500 eserin her biri için aşık olmam lazımdı. Buna vücut dayanmaz. Yok denecek kadar az aşk yaşıyorum. 38 yaşıma kadar en çok üç kez aşık oldum.
Peki neden dört-beş yabancı kadınla birlikte dolaşıyorsunuz?
- Benim arkadaş çevrem böyle.
GÖNÜL BU, FATMA’YA DA FATİMA’YA DA KONAR
Bu kadınları ajanslardan kiraladığınız konuşuldu...
- Dansçılarımdan çoğu yabancı. Her birinin iki kız arkadaşıyla tanışsam, 60 kız eder. İçlerinden birine aşık olursam bu beni ilgilendirir.
Bu yüzden mi şimdiki kız arkadaşınız Litvanyalı?
- Gönül bu, Fatma’ya da Fatima’ya da konabiliyor. Kıstasım yok. Ama bu durumdan da mutlu değilim. Maalesef gezdiğim sokaklarda karşıma bunlar çıkıyor.
/_np/0345/8510345.jpg
Eşiniz mutlaka Türk mü olmalı?
- Evet. Çünkü evladımın benim kültürümle kanımdan olmasını istiyorum. Beni dizginleyip kementi boynuma geçirecek kadını bulursam, o Türk olursa başka bir şey istemem. Yarın nikah kıyarım.
HAYATIMDA SEKSİN YERİ YOK, BÜTÜN FANTEZİLERİM BİTTİ
Kendinizi beğenir misiniz?
- Standart bir Türk genciyim. Kalın çekik kaş, biraz Tatar. Önemli olan başkası beğensin.
Çapkın mısınız?
- Mesleğim birçok şeyi daha kolay elde etmeye müsait. Bu yüzden sizin flört sayınızla benimki değişebilir. Bana kalırsa bunun adı çapkınlık değil.
En son ne zaman ‘seni seviyorum’ dediniz?
- Çok az söyledim. Ama sevdiğim zaman o kişinin üzerine titrerim. Mutlu olması için kendimi mutsuz ederim. Bir kadının konserdeki kıyafetimi seçmesini istiyorsam, ona deliler gibi aşığım demektir.
Öyle bir kadın var mı?
- Seçiyorlar ama ben başka şey giyiyorum! En son sekiz sene önce öyle bir ilişkim oldu. Artık bunlara takılmıyorum. Allah her şeyi bir arada vermiyor.
Biraz da zor beğeniyorsunuz sanırım?
- Belki benim beğendiğim kadın beni beğenmiyor. Sonuçta Eros veya aşk idolü değilim.
Siz nasıl tavlanırsınız?
- Beni kimse tavlayamaz, çünkü öyle bir arzum yok. Konserlerde gözlerim kapalı. Karşımda Adriana Lima olsa bile görmüyorum.
Tek gecelik aşklar yaşamaya devam ediyor musunuz?
- Eskiden olmuştur ama artık tamamen bitti. Vücudum ve beynim böyle ilişkileri kaldıracak güçte değil. Şöyle düşün, bardak doldu ve taştı. Bu sırada bütün suyu içtim. Artık tokum, bardağı doldurmak istemiyorum. Alabileceğim bütün zevkleri aldım.
Rakı-balık seksten güzel, demiştiniz. Hâlâ aynı görüşte misiniz?
- Evet bu lafın arkasındayım. Bazen flörtten daha güzel oluyor. Zaten hayatımda bir sıralama yapsam seksin yeri yok. Tabii canın ve vücudun istediği zamanlar olacaktır. O da özelime kalsın. Artık sevdiğim kadına dokunmak istiyorum.
Göbekten zeytin yeme fantezisi yıllar içinde nasıl değişti?
- Benim bütün fantezilerim seneler önce bitti. 23 yaşındayken ‘Zeytini al kızın göbeğine koy’ dediler. Şimdi neden bu kadar cahil ve mantıksız davrandığımı düşünüyorum. Şimdi utanırım, elim titrer.
ÖZLEM GİDERMEK İÇİN BAZEN KUMAR OYNUYORUM
Gelirimi çevremle paylaşıyorum. Kumar tutkusu hayatımı çok zedelemişti. Hayata bakışım değiştirdikten sonra kumarla ilişkim de değişti. Bazen özlem gidermek için oynasam da, kendimi yaralayacağım zaman bırakıyorum.
AÇIKHAVA’DA ŞENLİĞE HAZIRLANIN
Bugün Tarkan konseriyle başlayacak olan Avea Harbiye Açıkhava Konserleri 14 Ağustos’a kadar sürecek. Beşinci yılını kutlayan etkinlik şimdiye kadar 38 sanatçıyı bir araya getirdi. 600 kişi çalıştı. 250 bin bilet satıldı. Bu senede Bülent Ersoy-Muazzez Abacı, Serdar Ortaç, Zülfü Livaneli, İbrahim Tatlıses, MFÖ, Volkan Konak, Duman, Sibel Can ve Konukları gibi isimler Açıkhava’da söyleyecek.
Erdal Özyağcılar... " ELVEDA RUMELİ"YE ELVEDA MI EDİYOR?
Gönderen
türker

İki sezondur “Elveda Rumeli”de “Sütçü Ramiz” karakterini canlandıran Erdal Özyağcılar’ın bölüm başına aldığı 45 bin TL ücret nedeniyle kanalla yapım şirketi anlaşmazlığa düştü.
Yapım şirketi Adam Film, daha önce aldığı paranın indirime tabi tutulması durumunda ayrılacağını bildiren Özyağcılar’ın şartını kabul etmişti. ATV yönetimi maliyeti çok yükselten ücretin indirilmesini konusunda ısrarlı davrandı. Yapım şirketi ise Özyağcılar’ın kadro dışı bırakmak zorunda kaldı. Özyağcılar ise “Kanalla yapım şirketinin anlaşmasını bekliyorum” dedi.
BU DA PINAR ALTUĞ TİPİ ÖPÜŞME!..
Gönderen
türker

Pınar Altuğ, diziler için “öpüşmeme kuralı” koymuştu. Ama Star TV’de yayınlanan “Aile Reisi” dizisinde eşi rolündeki Emre Kınay’la öpüşmesi gerekiyordu. Bakın sorun nasıl çözüldü...
Sorun havuç yöntemiyle çözüldü. Kınay, mutfakta Altuğ’un ağzındaki havucu dudaklarıyla aldı. Böylece öpüşme olmadı ama senaryoya uygun “yakınlaşma” gerçekleşti.
Aşkın Nur Yengi-Yavuz Bingöl... KUTLAMA BOŞA GİTTİ!
Gönderen
türker

Yavuz ve Aşkın şarkıları”nın ilk bölümünü çıktıkları yemekle kutlayan ikili, birkaç gün sonra gelen “program kaldırıldı” haberiyle şoke oldu.
Aşkın Nur Yengi ile Yavuz Bingöl’ün yeni program sevinci iki hafta sürdü! “Yavuz ve Aşkın şarkıları”nın ilk bölümünü çıktıkları yemekle kutlayan ikili, birkaç gün sonra gelen “program kaldırıldı” haberiyle şoke oldu.
Sevinç iki hafta sürdü
Aşkın Nur Yengi ile Yavuz Bingöl’ün programları, iki hafta önce Fox’ta başlamıştı. Sanat dünyasının iki ünlü ismi, bu güzel gelişmeyi, ilk program konukları Mahsun Kırmızıgül, sevgilisi Mine Cangal ve Yengi’nin eşi Haluk Bilginer’in de bulunduğu akşam yemeğiyle kutladı. Ancak o sevinç yerini birkaç gün içinde şoka bıraktı! ıkinci haftanın sonunda, hiçbir gerekçe gösterilmeksizin “Yavuz ve Aşkın şarkıları” yayından kaldırıldı.
Haberi mağazada aldı
Bu durum hakkında kendisine hiçbir bilgi verilmeyen Yengi, haberi yeni bölüm çekimi için sponsor mağazadan kıyafet seçmeye gittiğinde öğrendi. Neye uğradığını şaşıran sanatçı, programının yayından kaldırılmasıyla ilgili şunları söyledi: “Yapım şirketiyle Fox arasındaki anlaşmazlıktan dolayı program iki bölümden sonra yayından kaldırıldı. Ama biz yeni yayın döneminde, Yavuz Bingöl ile birlikte bir başka kanalda yolumuza devam edeceğiz.”
Yaprak dökümü devam ediyor... GÖKHAN ÖZEN'DE AYRILDI...
Gönderen
türker

Ajda Pekkan'dan sonra, Gökhan Özen'de "Süperstar Aile" isimli yarışmanın jüri üyeliğine veda ettiğini canlı yayında açıkladı.
Star ekranlarında yayınlanan "Süperstar Aile" yarışması jüri üyeliğini yapan Gökhan Özen programın dördüncü haftasında yayının başladığı ilk dakikalarda bir açıklama yaptı.Gökhan Özen, "Yurt dışında çalışmalarını sürdüğüm albümümün kayıtları nedeni ile bu program sonrasında jüri üyeliğine veda ediyorum , sizleri Berlin’den ekrandan takip edeceğim’’ dedi
Nurgül Yeşilçay... "İKİ ERKEĞİ İDARE EDERKEN, ÜÇÜNCÜSÜNE AŞIK OLDUM"!..
Gönderen
türker
Nurgül Yeşilçay, kendisinin de bir zamanlar iki erkeği aynı anda idare ettiğini söyledi ve ekledi: “Birinin bir şeyi hoşuna gidiyor, diğerinin başka bir şeyi... Fakat sonunda ikisinden de kopuyorsun, çünkü üçüncü birine aşık oluyorsun.”
Sadık şendil’in tiyatro oyunu “Yedi Kocalı Hürmüz”, sinema filmi oluyor. Filmde Hürmüz’ü canlandıracak olan Nurgül Yeşilçay’la çekimler başlamadan önce buluştuk ve yedi kocayı aynı anda idare eden Hürmüz’ü enine boyuna konuştuk. ışte ünlü sanatçıdan kadın-erkek ilişkileri üzerine samimi açıklamalar.
Ezel Akay’ın yönetmenliğinde çekilecek olan “Yedi Kocalı Hürmüz” filminde, “Hürmüz”ü canlandıracaksınız. Çekimlere başlandı mı?
- Hayır, ay sonu başlayacak ve 27 Kasım’da da vizyona girecek. şu an hazırlık aşamasındayız. Provalar yapıyoruz. Oyuncu koçumuz Çetin Sarıkartal ile birlikte çalışıyoruz. ılk defa bir oyuncu koçu ile çalışıyorum. Çok da hoşuma gitti bu durum...
Neden oyuncu koçu ile çalışmaya ihtiyaç duydunuz?
- Böyle bir fırsat varken neden kaçırayım ki? Bence her oyuncunun bir oyuncu koçuna ihtiyacı vardır. Bir kere Çetin Bey, farklı bir teknik ile çalıştırıyor. Adı da “ıçinden cin çıkarma tekniği...” (Gülüyor)
İlginçmiş. Nasıl oluyor bu “içinden cin çıkarma” tekniği?
- Doğaçlamayı önceden yapıyoruz. Yani metne bağlı kalınmayan bir çalışma sistemi bu... Biz öncelikle ataerkil toplumun üzerimizde yarattığı baskıdan ya da alt metin olarak vücudumuza işlenmiş (kadın şöyle oturur, bunu giymez, şöyle konuşur vs...) bazı hareketlerden sıyrılıp, saf kadını ortaya çıkarmaya çalıştık. Ve bu kadın üzerine metin oluşturduk.
Ortaya çıkardığınız saf kadın nasıl bir tip?
- Bizim gördüğümüz saf kadın, çok eğlenceli. Türkiye’de kimse Hürmüz kadar rahat olamıyor ve kadınlığını bu kadar özgür, bu kadar eğlenceli yaşayamıyor.
FİLM KÖTÜ OLURSA ÇIKAR PARDON DERİM
“7 Kocalı Hürmüz”ü ana hikayeye bağlı kalarak mı çekeceksiniz? Yani bir dönem filmi mi olacak?
- Evet, bir dönem filmi olacak. Ana hikayeye bağlı kalarak çekeceğiz. Bir ara günümüze taşımayı düşündük, fakat çok güzel olmayacağına karar verdik. O lezzeti günümüzde yakalamak çok keyifli olmazdı. Film, bilgisayar efektleri kullanılarak yapılacak. Stilize dekorlar ve kıyafetler kullanılacak. Yani geçmişe bağlı kalan, aynı zamanda günümüze de göndermeler yapan bir iş olacak. Dediğim gibi ana hikayeyi çok değiştirmiyoruz. Sadece günümüze göndermeler yaparak gençleştiriyoruz. Çevremizde bir sürü sevgilisi olan kadınlar var. Bir sürü sevgiliyi aynı anda idare etmeye çalışınca komik bir durum çıkar ya, bizim hikayemizde var işte.
Bir sürü sevgiliyi aynı anda idare etmekten, her zaman komik durumlar çıkmıyor. Tatsız hikaye ihtimali daha çok hatta...
- Tabii ki... Ama biraz önce dediğim gibi biz işin komedi kısmını aktarıyoruz.
Film ekibinden söz eder misiniz?
- Bu projeyi biz bulduk (USTA Film), haklarını da biz aldık. Sonra projeyi Ezel’le buluşturduk. Yapımcımız Sami Dündar, senaryo ise Sadık şendil’in. Ama Ezel’in ekibi tarafından güncellendi o senaryo...
Sinemadaki ilk komedi tecrübeniz olacak bu, değil mi?
- Evet. Televizyonda, tiyatroda komedi oynadım. Ama sinemada ilk olacak ve bu durum beni heyecan-landırıyor. Gerçi bu bir ölüm kalım meselesi değil. Eğlence sektörüne hizmet ediyoruz. Diyelim ki günün birinde kötü bir iş yaptım. Çıkar, “Ya çok pardon, kötü oldu, beceremedim, bir dahaki sefere düzeltirim” derim. Dolayısıyla rahatım yani. Ben işin eğlencesine bakıyorum.
KİM HAYAL ETTİĞİ SEVGİLİYE SAHİP Kİ...
“7 Kocalı Hürmüz” birçok kimliği bünyesinde barındıran bir kadın... Bu kimlikleri sayalım mı?
- Tabii... Çok komik bir kadın, işveli, entrikayı biliyor, akıllı... Herkesin açığını da yakalamış. Berber sevgilisi var mesela, adam kekeme... Ama ona “Ne kadar güzel konuşuyorsun” diyor. Bir kabadayı sevgilisi var, ona kabadayı gibi davranıyor. Adamı neresinden, ne şekilde yakalayacağını çok iyi biliyor yani. Senaryoyu okuyunca ortaya şöyle bir sonuç çıktı aslında: Yedi erkek, ancak tek erkek ediyor! Bir kadını yedi erkek, maddi, manevi anlamda ancak doyurabiliyor. Yedi erkeğin tüm özelliklerini taşıyan tek bir erkek yok çünkü...
Gerçek hayat için de geçerli mi bu söyledikleriniz?
- Tabii, ama aynı durum erkekler için de geçerli. Kim hayal ettiği erkeğe ya da kadına sahip ki! Yine de filme çok derin bir anlam yüklememek gerek. Evet, biz bu işi yaparken hikayenin entelektüel, sosyolojik, psikolojik boyutlarını araştırdık. Ama seyirciye vermek istediğimiz sadece şu: Eğlenin, gülün, çok da kafanızı takmayın... Bu, eğlenceli bir iş...
Peki... Filmde, kocalarınızı kimler canlandıracak?
- Mehmet Ali Alabora doktoru, Erkan Can Laz’ı, Sarp Apak kabadayıyı, Cengiz Küçükayvaz berberi, Ezel Akay Redif Çavuş’u, Öner Erkan Hallaç Rüstem’i, Cem Karakaya da bekçi Memo’yu canlandıracak. Haluk Bilginer Kuşçu Cebrail’i, Gülse Birsel de Safinaz’ı oynayacak. Bir de ihtiyar heyetimiz var: Zihni Göktay, Erol Günaydın ve Halit Akçatepe. Kadıyı da Müjdat Gezen canlandıracak. Vokaliz grubu tulumbacıları oynayacak, ayrıca şaman Grubu da danslarıyla bize eşlik edecek.
“Hürmüz’ü sosyolojik, psikolojik açıdan araştırdık” dediniz, ne çıktı ortaya?
- Hürmüz, hedefsiz bir kadın... Bugüne kadar hiç aşık olmamış. Ama doktor hayatına girdikten sonra duruluyor.
Edepsiz bir kadın mı?
- Evet, gayet edepsiz... Ama onda çok tatlı duruyor bu durum.
BENİM DE İKİ ERKEĞİ İDARE ETTİĞİM OLDU
Hürmüz, toplumda her zaman rastlanan bir kadın tipi midir peki?
- Hürmüz’ün hikayesi uç bir örnek... Fakat hepimiz zamanında en az iki sevgili idare etmişizdir, değil mi?
Siz ettiniz mi?
- Ettim, evet...
Neden? İkisine de aşık olduğunuz için mi, yoksa “bu da dursun, diğeriyle olmazsa ona yelken açarım” dediğiniz için mi?
- Birinin bir şeyi hoşunuza gidiyor, diğerinin başka bir şeyi... Fakat sonunda ikisinden de kopuyorsun, çünkü üçüncü birine aşık oluyorsun. Tabii bunlar daha çok gençlikte yapılıyor. Bir yaştan sonra o kadar erkeği kaldırır mısın, bilmiyorum.
Bir erkek, yedi kadını idare edebilir mi?
- Kesinlikle edemez... Ağzına, yüzüne bulaştırır. Kadın olmak demek, başka bir şey. Kadın olmak, çok güçlü olmak demek. Hürmüz de öyle bir kadın işte. Güçlü, zeki, entirikacı, süslü, cilveli...
ALDATMA DURUMU BANA UYMUYOR
Bakıyorum, kadın prenses gibi... Güzel, zarif, eğitimli, kariyer sahibi, masum, temiz, tatlı... Ama sevgilisi ya da kocası yine de onu aldatıyor. Bir kadından daha ne bekliyorsun ki gidip aldatıyorsun? Demek bu durum erkeklerde var. Bir kadında aradığı özelliklerin hepsini bulamayınca gözü dışarı kayıyor. Hürmüz de öyle bir kadın işte... Yedi erkekte, yedi farklı renk buluyor ve hepsini hiç sorgulamadan, rahatça yaşıyor. Ve aradığı aşkı bulunca duruluyor. Gerçi ben aldatmaya genel olarak çok karşıyım. Ne gereği var? Birinden hoşlanmışsan diğeriyle bazı şeyler bitmiş demektir. Bu “aldatma” durumu bana uymuyor. Zaten yalan söylemeyi de beceremeyen bir kadınım.
DÖRT DÖRTLÜK BİR KOCAM VAR
Siz konuşurken aklıma geldi, eşiniz Cem Özer, bünyesinde yedi erkeğin özelliklerini barındırıyor mu?
- Yedi olmasa da, dördünü barındırıyor...
Hangileri mesela?
- Bir kere kafadan doktor, çünkü çok romantik. Diğeri kekeme... Kafası 12’den sonra çalıştığı için Laz... Bir de Trakyalı... Yedide dört fena bir rakam değil yani. Dört dörtlük benim kocam... (Gülüyor)
Filmdeki kadar eğlenceli olacağını bilseniz, yedi kocayı aynı anda idare etmek ister misiniz?
- Bu kadar eğlenceli olacaksa evet... Ama, bu kadar eğlenceli olmayacağı kesin. Birini idare edemezken, yedisini idare etmek! Aman Allah’ım, korkunç bir şey...
Gönen... ‘’VESİLE BENİ ÇOK HEYECANLANDIRDI ‘’!
Gönderen
türker

"Vesile adlı single çalışması ile dikkat çeken Gönen Müzkram Dergisi'nin Temmuz sayısı için samimi açıklamalarda bulundu.
İlk albümünüz ''Hayal Bile Edemezsin'' in ardından ''Vesile'' isimli single çalışması ile yeniden müzikseverlerle buluştunuz..Önceki albümünüze yeni klipler çekmek yerine neden yeni bir single prodüksiyonu ile dinleyici ile buluşmayı tercih ettiniz?Biraz ''Vesile''yi dinleyebilir miyiz sizden?
Albümden bir şarkıya klip çekme düşüncemiz ve çalışmamız olmasına rağmen, sevgili Soner Sarıkabadayı ‘dan gelen “Vesile” beni oldukça heyecanlandırdı. “Neden olmasın?” diyerek, yepyeni bir imajla, yeni fotoğraflarla ve yepyeni bir enerjiyle yazı karşılamak istedik. Her şeyden önce Vesile’ye çok inandık. Şimdiye kadar şarkının gerçekten beğenildiğini görmek de, doğru bir iş yaptığımızı gösteriyor.
Albüm Ossi Müzik etiketi ile müzik marketlerde..Önceki prodüksiyon firmanız DMC'den ayrılmışsınız..Yeni firmanız ve ekibinizle ilgili neler söylemek istersiniz? Söz konusu ekipte Hakan Eren gibi çok önemli bir isim dikkati çekiyor.
Öncelikle Hakan Eren gibi bir müzik adamıyla birlikte çalışmaktan duyduğum mutluluğu dile getirmek istiyorum. Kendisinin bana olan inancı ve desteği oldukça fazla. Ayrıca, her zaman sanatçısının yanında olan bir yapımcı. Bu anlamda artık önüme bakıyorum. Geçmişe dönüp baktığımda da, DMC’ye teşekkür edemiyorum.
‘’Vesile’’ kısa sürede dinleyici yakalayabilen bir şarkı..Özellikle radyo playlistlerinden bunu anlayabiliyoruz..''Vesile''ye yönelik planlarınız neler?
Vesile özellikle sözleri itibarı ile çok güçlü ve pozitif bir şarkı. Her satırında ayrı ve çok derin anlamlar taşısa da, aslında içinde çok eğlenceli öğeler de var. Dinleyiciyi kısa sürede yakalamasının sebebi de bu. Klibe gelince, sizler bu satırları okurken muhtemelen klip ekranlarda yayınlanmaya başlamış olacak. Emir Khalilzadeh yönetmenliğindeki klibi geçtiğimiz günlerde çektik. Klip şu anda kurgu aşamasında. Klipte de emeği geçen başta Stil Danışmanlığımızı yapan Oya Tören olmak üzere herkese teşekkür ediyorum.
İlk albüm sonrası Best Fm'de radyo programcısı kimliğinizle de dinleme fırsatı bulduk sizi..Bu projeye nasıl dahil oldunuz?Çok önemli bir radyoda geniş kitlelerle buluşuyorsunuz..
Bu projeye Best FM’de konuk olduğum bir programda canlı şarkılar söylemem sonucu dahil oldum. Zaten daha önceden başka isimlerle bu tarz programlar yapmış olan Best FM yönetimi bu konuya çok sıcak baktı. Kendilerine ve sıcacık bir aile ortamıyla beni karşılayan ve bana gönülden destek olan tüm Best FM çalışanlarına çok teşekkür etmek istiyorum. Dinleyicilerden de gelen yoğun mesajlar ve güzel tepkiler ise doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Bu işi gerçekten çok sevdiğimi söylemeliyim.
Sahne çalışmalarınız da yoğunlaşacaktır yaz sezonuyla birlikte..Müzik severlerle buluşacağınız mekanlar , şehirler belirlendi mi? Takipçilerinize Hayat Müzik aracılığıyla duyurmuş olalım..
Evet aynen öyle. Okuyucularımız ne zaman nerede olduğumu resmi sitem www.gonenonline.com ve Best Fm blog sayfam http://gonen.bestfm.com.tr adresinden öğrenebilirler.
‘’KARİYERİME DEĞER KATACAK PROJELERİN İÇİNDE YER ALMAK İSTİYORUM’’
Müzik çalışmaları dışında, dizi ya da bir film prodüksiyonunda yer almak gibi bir düşünceniz var mı?Örneklerini çok gördüğümüz bir durumdur bu.Şarkıcı kimliği ile benimsediğimiz birçok isim oyunculukta da başarısını ispat edip,kendini bu anlamda da kabullendirebiliyor.
Bu konuda gelen teklifler var ama sadece yapmış olmak için bir şeyi yapmak istemiyorum. Kariyerime artı değer katacak projelerin içinde yer almak istiyorum. Ayrıca da her zaman söylediğim gibi önce müzik!
‘’HER ZAMAN BİRKAÇ ADIM ÖTESİNİ DÜŞÜNMEK ZORUNDAYIM ‘’
''Vesile'' ile müzikal yolculuğunuza devam ederken,bundan sonraki planlar,projeler kafanızda şekillenmeye başlamıştır..Bu single çalışmasını kış aylarında hazırlanacak bir albümün habercisi olarak değerlendirebilir miyiz?
Elbette, her zaman birkaç adım ötesini düşünmek zorundayım. Çoktan yeni projenin hazırlıklarına başladık bile. Şartların en uygun olduğu dönemde bir sonraki çalışmamız da piyasadaki yerini alacaktır.
Yurt dışı eğitimli bir mühendissiniz aslında..Türkiye'ye dönüş hikayenizi merak ediyorum.Dönüşünüzün sebebi Türkçe müzik icra etmek ve paylaşmak mı?
Evet, bana tüm kattıkları ve alıp götürdükleriyle, hayatımın neredeyse üçte birini geçirdiğim bir Amerika dönemim var. Ülkemden, ailemden uzak kaldığım ve hayatın zorluklarını daha iyi anladığım bir dönem. Dönüşümün ise birden fazla sebepleri var. Evet, müzik bunlardan biri. Diğerlerini ise zaman gösterecek : )
‘’BAZEN TV’DE GÖRDÜĞÜM İŞLERE,İNSANLARA İNANAMIYORUM’’
Yurt dışı müzik piyasası ile ülkemizi kıyaslarsak nasıl bir farklılıktan bahsedebiliriz?Sektörün işleyişi ve sistemi hakkında genel bir değerlendirme yapar mısınız?
Dünyanın diğer bölgelerini bilmiyorum ama Amerika’da tabii ki kusursuza yakın bir sistem var. Türkiye’de ise müthiş bir kirlilik söz konusu. Bazen TV’de gördüğüm işlere ya da insanlara inanamıyorum. Bu insanları kim dolduruyor, kim inandırıyor bilmiyorum ama hem kendilerine hem bu piyasada adam gibi işler yapmak için türlü zorluklar çeken insanlara yazık ediyorlar. Dinleyici de bıkmış durumda, onların gözünde en kısa tabirle, kurunun yanında yaş da yanıyor. Bırakın başka şarkıları, kendi şarkılarını bile canlı okuyamayan şarkıcılar var bu ülkede. Herkes şarkı söylesin, bu çok güzel bir şey, ama bazıları sadece evinde söylesin.Bunları söylerken de, beni yeni tanıyanlar için, yaklaşık 10 yıldır canlı sahne programı yaptığımı, Best FM de dinleyicilerimizden gelen istekleri radyoda canlı seslendirdiğimi ve yine uzun yıllardır Klasik Türk Müziğinin en ağır eserlerini önemli konserlerde icra etmekte olduğumu belirtmek istiyorum. Yani boşuna konuşmuyorum : )
Bu keyifli röportaj için teşekkür ediyoruz..Son olarak Hayat Müzik takipçilerine neler söylemek istersiniz?
Yeni projelerde ve ropörtajlarda yine buluşmak dileğiyle, herkese sevgiler.
Röportaj:Ahmet Erten/Müzikram/Hayat Müzik/2009
Zülfü Livaneli... "YİĞİM ASLANIM" ŞARKISINI KÜRTÇE OKUDU!
Gönderen
türker
Zülfü Livaneli, Harbiye Açıkhava’da 5000 kişiye unutamayacakları bir konser verdi
Zülfü Livaneli, en ünlü şarkılarından biri olan “Yiğidim Aslanım”ı, Kürtçe sözlerle (Şêrê min egîda min) genç şarkıcı Züleyha’ya okutarak, bir anlamda Kürtçe açılıma ışık tuttu.
HARBİYE yine tıklım tıklım. Bu kez kalabalığın tercihi Zülfü Livaneli. Halil Karaduman, Erdal Akkaya ve Asım Ekren’li “rüya” kadrosuyla etrafını “aydın”latan Livaneli, çiçeği burnunda popçu Nazlı ve “Yiğidim Aslanım”ı Kürtçe sözlerle seslendiren Züleyha’yla tam bir müzik ziyafeti çekti. Livaneli’yi her yaştan insan izlemek için dolunaya nazır orada. Aralarında Yaşar Kemal, Türkan Şoray, Hüsnü Özyeğin, Prof. Aksel Siva ve eşi Dr. Zeynep Siva’nın da olduğu öyle bir topluluk düşünün ki, iyi müziği, iyi müzisyeni en önemlisi de aydınlık çabaları alkışlayanlardan olsun. İşte böyle bir kalabalıktı konsere gelenler. Yerlerine oturmadan şarkılarını mırıldananlar, erken başlaması ve uzun sürmesi yönünde görüş bildirenler çoğunlukta.
“Merhaba” şarkısıyla başlıyor ünlü isim konserine geleneği bozmayarak. “Önde tanıdıklar, arkada da tanımadığım bir o kadar dost oturuyor” diyerek jest yapıyor sevenlerine.Sıra “Yiğidim Aslanım”a gelince Zülfü Livaneli Yurttan Sesler korosu yine devreye girdi. Ekranlarda gösterilen Uğur Mumcu videoları ise duyguları içimizde tutulamaz bir hale getirdi. Gözlerimiz nemlendi. “Yiğidim Aslanım Burada Yatıyor” derken Livaneli sustu, biz söyledik. Biz söyledik ve yürekler tekrar burkuldu.
1 MİLYON İNSAN İÇİN
“Bu akşam acı tatlı günleri anıyoruz. Demokrasi şehitleri ve aydınlık için mücadele edenleri de anıyoruz” deyince ayakta alkışlandı Livaneli. “Son günlerde yazdığım bir parça var. Birinci Dünya Savaşı bildiğiniz üzere korkunç bir savaştı. Bu şarkıyı toprağından gitmek zorunda kalan bir milyon insan için yazdım” diyerek “Memleket Kokulu Yarim”i seslendirdi. “Böyledir Bizim Sevdamız”ı dinlerken bağlamadaki usta isim Erdal Akkaya solosuyla mest etti. Parmakları aynı Halil Karaduman gibi takip edilemez ve ustaydı ki bu da birçok kişinin “yok artık” diyerek şaşkınlık yaşamasına neden oldu.
“Kardeşin Duymaz”ın hemen ardından Louis Aragon’un “Mutlu Aşk Yoktur” şiirinin bestesi devreye girdi. O esnada konser mekanına gelen ve ön sıralara yardımlarla gelen Yaşar Kemal büyük coşku yarattı. Seyirciler hareketlendi, bir alkış bir kıyamet gitti. Livaneli usta kalemi “Hoş geldin Yaşar Abi. Bak herkes ezan okunurken susuyor, ben sen gelince sustum” diyerek son günlerin çok konuşulan tartışmaya inceden göndermede bulundu.
KÜRTÇE AÇILIMI
Livaneli’nin video halindeki biyografisi geldi ekrana. Biyografinin ardından konser “Yiğidim Aslanım” şarkısının “Şêrê min egîda min” adlı Kürtçe versiyonunu söyleyen Züleyha Ortak sahnedeydi. Livaneli şarkının ardından “Birden bire fark ettim ki şarkılarım 14 dilde söyleniyor ama memleketimin asli dillerinden Kürtçe’de yok. Diğer şarkılarımı da Züleyha’dan dinleyebileceksiniz ileride” diyor. Livaneli’nin bu barışçıl açılımı seyircilerin temkinli alkışlarıyla karşılık buluyor.
Sahneyi çiçeği burnunda popçu Nazlı’ya, Sezen Aksu’nun da seslendirdiği “Belalım” şarkısı için bıraktı. “Böyle büyük bir insanın sahnesinde bulunduğum için gurur duyuyorum.” Açıkçası Serdar Ortaç’ın keşfi olan Nazlı’nın Belalım performansı göz doldurdu. Livaneli ile birlikte “Gözlerin Bir Çığlık”ı seslendirmeden önce hikâyesini anlattı: “Yaşar Kemal’in Yılanı Öldürseler adlı romanı film yapılmıştı. O filmi Türkan Şoray çekmiş ve oynamıştı. Ben de filmin müziklerini yapmıştım. İşte o şarkı”. Bu anonsu duyan binlerce kişi hem Yaşar Kemal hem de Türkan Şoray’ı ayakta alkışladı. Teveccüh karşılıksız kalmadı, Şoray ayağa kalkıp binlerce insana nazikçe selam verdi.
Konserden notlar
Konseri izlemeye gelenler arasında ünlü yazar Yaşar Kemal ve eşi Ayşe Babahan, sanatçı Türkan Şoray, Livaneli ailesi, Prof. Aksel Siva ve eşi Zeynep Siva, işadamı Hüsnü Özyeğin ve eşi Ayşen Özyeğin, Azeri asıllı rus işadamı Telman İsmailov da yer aldı.
Gecenin yıldızı Livaneli kadar Halil Karaduman’dı.
Nazlı’nın Serdar Ortaç’tan sonra Livaneli’nin sahnesindeki tavrı nedense samimi gelmedi. İçimden “ne işin var sahnede” demek geçtiyse de sesini duyunca yuttum düşüncelerimi. Belalım’a başka kimin sesi bu kadar yakışırdı ki.
“Çok Uzak” ve “Durup Dururken” sanatçının konserlerinde ilk kez söylendi.
“Mutluluk” filminin müziği çalınırken ekranlara filmden görüntüler verildi. Şarkı bitiminde Livaneli “Bu gece filmin Amerika galası var. Bugün New York Times dahil 40 Amerikan gazetesinde filmin haberi yayınlandı. Filmi çeken tüm arkadaşlarımı tebrik ediyorum” diyerek mutlu haberi verdi.
Sahnede kaldığı 2 buçuk saat boyunca 28 şarkı seslendiren ve sevenlerinin sıkılmadan, hep bir ağızdan ve ara ara dakikalarca ayakta alkışlayarak karşıladığı Zülfü Livaneli 63 yaşındaki sesi değişime uğramamış olması şaşırtıcıydı.
Zülfü Livaneli, en ünlü şarkılarından biri olan “Yiğidim Aslanım”ı, Kürtçe sözlerle (Şêrê min egîda min) genç şarkıcı Züleyha’ya okutarak, bir anlamda Kürtçe açılıma ışık tuttu.
HARBİYE yine tıklım tıklım. Bu kez kalabalığın tercihi Zülfü Livaneli. Halil Karaduman, Erdal Akkaya ve Asım Ekren’li “rüya” kadrosuyla etrafını “aydın”latan Livaneli, çiçeği burnunda popçu Nazlı ve “Yiğidim Aslanım”ı Kürtçe sözlerle seslendiren Züleyha’yla tam bir müzik ziyafeti çekti. Livaneli’yi her yaştan insan izlemek için dolunaya nazır orada. Aralarında Yaşar Kemal, Türkan Şoray, Hüsnü Özyeğin, Prof. Aksel Siva ve eşi Dr. Zeynep Siva’nın da olduğu öyle bir topluluk düşünün ki, iyi müziği, iyi müzisyeni en önemlisi de aydınlık çabaları alkışlayanlardan olsun. İşte böyle bir kalabalıktı konsere gelenler. Yerlerine oturmadan şarkılarını mırıldananlar, erken başlaması ve uzun sürmesi yönünde görüş bildirenler çoğunlukta.
“Merhaba” şarkısıyla başlıyor ünlü isim konserine geleneği bozmayarak. “Önde tanıdıklar, arkada da tanımadığım bir o kadar dost oturuyor” diyerek jest yapıyor sevenlerine.Sıra “Yiğidim Aslanım”a gelince Zülfü Livaneli Yurttan Sesler korosu yine devreye girdi. Ekranlarda gösterilen Uğur Mumcu videoları ise duyguları içimizde tutulamaz bir hale getirdi. Gözlerimiz nemlendi. “Yiğidim Aslanım Burada Yatıyor” derken Livaneli sustu, biz söyledik. Biz söyledik ve yürekler tekrar burkuldu.
1 MİLYON İNSAN İÇİN
“Bu akşam acı tatlı günleri anıyoruz. Demokrasi şehitleri ve aydınlık için mücadele edenleri de anıyoruz” deyince ayakta alkışlandı Livaneli. “Son günlerde yazdığım bir parça var. Birinci Dünya Savaşı bildiğiniz üzere korkunç bir savaştı. Bu şarkıyı toprağından gitmek zorunda kalan bir milyon insan için yazdım” diyerek “Memleket Kokulu Yarim”i seslendirdi. “Böyledir Bizim Sevdamız”ı dinlerken bağlamadaki usta isim Erdal Akkaya solosuyla mest etti. Parmakları aynı Halil Karaduman gibi takip edilemez ve ustaydı ki bu da birçok kişinin “yok artık” diyerek şaşkınlık yaşamasına neden oldu.
“Kardeşin Duymaz”ın hemen ardından Louis Aragon’un “Mutlu Aşk Yoktur” şiirinin bestesi devreye girdi. O esnada konser mekanına gelen ve ön sıralara yardımlarla gelen Yaşar Kemal büyük coşku yarattı. Seyirciler hareketlendi, bir alkış bir kıyamet gitti. Livaneli usta kalemi “Hoş geldin Yaşar Abi. Bak herkes ezan okunurken susuyor, ben sen gelince sustum” diyerek son günlerin çok konuşulan tartışmaya inceden göndermede bulundu.
KÜRTÇE AÇILIMI
Livaneli’nin video halindeki biyografisi geldi ekrana. Biyografinin ardından konser “Yiğidim Aslanım” şarkısının “Şêrê min egîda min” adlı Kürtçe versiyonunu söyleyen Züleyha Ortak sahnedeydi. Livaneli şarkının ardından “Birden bire fark ettim ki şarkılarım 14 dilde söyleniyor ama memleketimin asli dillerinden Kürtçe’de yok. Diğer şarkılarımı da Züleyha’dan dinleyebileceksiniz ileride” diyor. Livaneli’nin bu barışçıl açılımı seyircilerin temkinli alkışlarıyla karşılık buluyor.
Sahneyi çiçeği burnunda popçu Nazlı’ya, Sezen Aksu’nun da seslendirdiği “Belalım” şarkısı için bıraktı. “Böyle büyük bir insanın sahnesinde bulunduğum için gurur duyuyorum.” Açıkçası Serdar Ortaç’ın keşfi olan Nazlı’nın Belalım performansı göz doldurdu. Livaneli ile birlikte “Gözlerin Bir Çığlık”ı seslendirmeden önce hikâyesini anlattı: “Yaşar Kemal’in Yılanı Öldürseler adlı romanı film yapılmıştı. O filmi Türkan Şoray çekmiş ve oynamıştı. Ben de filmin müziklerini yapmıştım. İşte o şarkı”. Bu anonsu duyan binlerce kişi hem Yaşar Kemal hem de Türkan Şoray’ı ayakta alkışladı. Teveccüh karşılıksız kalmadı, Şoray ayağa kalkıp binlerce insana nazikçe selam verdi.
Konserden notlar
Konseri izlemeye gelenler arasında ünlü yazar Yaşar Kemal ve eşi Ayşe Babahan, sanatçı Türkan Şoray, Livaneli ailesi, Prof. Aksel Siva ve eşi Zeynep Siva, işadamı Hüsnü Özyeğin ve eşi Ayşen Özyeğin, Azeri asıllı rus işadamı Telman İsmailov da yer aldı.
Gecenin yıldızı Livaneli kadar Halil Karaduman’dı.
Nazlı’nın Serdar Ortaç’tan sonra Livaneli’nin sahnesindeki tavrı nedense samimi gelmedi. İçimden “ne işin var sahnede” demek geçtiyse de sesini duyunca yuttum düşüncelerimi. Belalım’a başka kimin sesi bu kadar yakışırdı ki.
“Çok Uzak” ve “Durup Dururken” sanatçının konserlerinde ilk kez söylendi.
“Mutluluk” filminin müziği çalınırken ekranlara filmden görüntüler verildi. Şarkı bitiminde Livaneli “Bu gece filmin Amerika galası var. Bugün New York Times dahil 40 Amerikan gazetesinde filmin haberi yayınlandı. Filmi çeken tüm arkadaşlarımı tebrik ediyorum” diyerek mutlu haberi verdi.
Sahnede kaldığı 2 buçuk saat boyunca 28 şarkı seslendiren ve sevenlerinin sıkılmadan, hep bir ağızdan ve ara ara dakikalarca ayakta alkışlayarak karşıladığı Zülfü Livaneli 63 yaşındaki sesi değişime uğramamış olması şaşırtıcıydı.
BODRUM'DA HAWAİİ RÜZGAR'I ESTİ
Gönderen
türker

Bodrum’da 6 yıldır Bar'lar Caddesinde , hizmet veren Filika Latino Club, 6. yıldönümü partisini Hawaii kostümleri eşliğinde dans partisi ile kutladı.
Filika Latino Club 6. yılını Hawaii Party ile kutladı.
Bodrum’da 6 yıldır Bar'lar Caddesinde yaz kış hizmet veren, haftanın her günü latin dans geceleri düzenleyen Türkiye’nin tek mekan'ı ,Filika Latino Club, 6. yıldönümü partisini Hawaii kostümleri eşliğinde dans partisi ile kutladı.
6 yıldır bir çok başarılı organizasyona imza atan, yerli yabancı bir çok ünlü dansçı ile workshop, festival, parti ve dans etkinlikleri düzenleyen mekan, Bodrum’dan da bir çok dansçı çıkarmak için altyapıya el attı. Flika Latino Club'ın işletmecileri Tan Önder ve Ediz Artukoğlu ‘’Yaklaşık iki yıldır dans eğitimlerini Bodrum'da Viva Dans adı ile kurduğumuz eğitim salonunda profosyonel dans hocalarımızla yapmaktayız. Yarışmacı, eğitmen, show grubu ve sosyal dallarda dans eğitimlerinin verildiği Viva Dans salonundaki eğitimlerimizden sonra ,dans geceleri düzenlediğimiz Filika Latino Club’da izleyenlere görsel show sunuyor ve dans ederek keyifli vakitler geçiriyoruz.Buraya dans etmesini bilenlerin yanında,merak edip gelenlerde oluyor ve burada ki ortamdan, samimi dostluklardan o kadar zevk alıyorlar ki kursumuza kayıt yaptırarak onlarda bize katılıyorlar’’dedi…
Babylon Alaçatı’Da Yaz Konserleri Başlıyor!
Gönderen
türker

Babylon, dünya müziğini sanatseverlerle buluşturduğu konseptine, Alaçatı’da deniz ve güneşi de ekleyerek yaz gecelerine kapısını açtı.
Babylon Alaçatı, 2009 yazını Türk Pop Müziği’nin en ünlü sesleri ile yaşayacak. Sezen Aksu , Ajda Pekkan ve Kenan Doğulu yaz gecelerinde Çeşme rüzgarına müzikleri ile eşlik edecekler.
Sezen Aksu, Düş Bahçeleri’ndeki şarkıları başta olmak üzere, Alaçatı gecelerine özel repertuarı ile sahneye çıkarken, Ajda Pekkan, single çalışması Resim ile başlayıp, sıcak yaz gecesinde eğlenmek isteyenlerin kanını klasik Ajda şarkıları ile kaynatacak. Kenna Doğulu da Patron albümündeki şarkıları ile açacağı geceyi, kimse yerinde oturmadan dans etmekten yorgun düşene kadar devam ettirecek
Şeker Aydın... "ÖLENE KADAR TÜRKİYEDE'YİM!"'
Gönderen
türker
Brad Pitt... Angelina İle Mağarada Sevişmeyi Seviyorum!
Gönderen
türker

Hollywood'un ünlü çifti, mağarada seks yaptıklarını açıklayarak bir kez daha gündeme geldi...
Hollywood yıldızı Brad Pitt, sevgilisi Angelina Jolie ile seks yapmayı en çok sevdiği yerin, evlerindeki havuzun şelalesinin arkasındaki yapay mağara olduğunu söyledi.
ABD’de yayımlanan magazin dergisi Parade’a konuşan Brad Pitt, evlerindeki havuzda yapay bir şelale ve mağara olduğunu belirterek, “Orası seks yapmak için harika bir yer” dedi.
Pitt, sevgilisi Angelina Jolie’yi “ruh eşim” diye tanımlarken, evlenmeyi düşünmediklerini de belirtti. Geçmişte, eşcinsellerin de evlenme hakkına sahip olacağı güne kadar evlenmeyeceklerini söylediğini hatırlatan Pitt, bu yüzden dinci gruplardan nefret dolu mesajlar aldığını da söyledi.
Lüks evlerinde bulunan havuzdaki şelalenin arkası... Pitt şöyle devam etti: “Benim seks yapmak için favori yerim yatak, dolap ya da mutfak masası değil. En çok şelalenin arkasındaki yapay mağarada sevişmeyi seviyorum. Seks için muhteşem bir yer.”
Münevver Karabulut’un Hayatı Film Oluyor!... “Karabulut” Adlı Filmin Başrol Oyuncuları Kim Oldu?
Gönderen
türker
İstanbul'da, başı kesilerek öldürülen, cesedi Etiler'deki bir çöp konteynerinde bulunan 17 yaşındaki Münevver Karabulut'un hayatı ve acı sonu, bir filme konu olacak
‘Karabulut’ adlı filmde Münevver'i, 29 yaşındaki oyuncu Yasemin Balık oynayacak. Yönetmen Melih Göğebakan, Cem Garipoğlu'nu ise başarılı oyuncu Tolga Karel 'in oynayabileceği sinyalini verdi.
Kamuoyunu aylardır meşgul eden Münevver Karabulut cinayeti, film oluyor. Filmin yapımcılığını üslenen İstanbul Ajans'ın patronu Melih Göğebakan, Antalya'da avukatı Ali Önal ve filmde Münevver'i canlandıracak oyuncu Yasemin Balık'la birlikte basın toplantısı düzenledi. Filmin çekimlerine 20 gün içinde başlayacaklarını kaydeden Göğebakan, Münevver'in katilini oynayacak erkek oyuncu için 7 kişi arasında seçme yapacaklarını söyledi.
Çekimlerin İstanbul, Rusya, Almanya ve Hollanda'da gerçekleştirileceğini kaydeden Göğebakan, 90 gün içinde çekimleri tamamlamayı düşündüklerini söyledi. Film senaryosunun yazın aşamasında olduğunu kaydeden Göğebakan, Karabulut cinayetinin faillerinin hala yakalanamamış olması dolayısıyla emekli polis memurları ve güvenlik görevlilerinden oluşan 120 kişilik bir ekibin cinayet üzerinde çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi. Filmin cinayetin birebir aynısı olmayacağını vurgulayan Melih Göğebakan, “Biz olaydan sadece esinlendik” dedi. Yapımcı Göğebakan, yönetmen için üç isimle görüştüklerini belirtirken, Demir Keskin isminin ağırlık kazandığını kaydetti.
Şirketin avukatı Ali Önal ise filmin bütçesinin 6 milyon dolar olarak belirlendiğini söyledi. Filme ortak olmak isteyen yabancı ajansların da bulunduğunu belirten Avukat Önal, ortaklık durumunun resmiyet kazanması halinde filmin bütçesinin 20 milyon dolara çıkacağını söyledi. Önal, filmden elde edilecek gelirle Münevver Karabulut adına bir okul ya da yurt yapılacağını söyledi. Önal, filmle ilgili olarak Münevver'in ailesiyle görüşüldüğünü hukuki bir sorun bulunmadığını kaydetti.
Kış aylarında gösterime girmesi düşünülen ‘Karabulut’ adlı filmde 17 yaşındayken başı kesilerek öldürülen Münevver'i oynayacak Yasemin Balık ise başrol teklifini aldığında oldukça heyecanlandığını söyledi. Münevver Karabulut cinayetinin sonuçları itibariyle topluma çok büyük görevler yüklediğini kaydeden Balık, “Türkiye'de maalesef herşey çabuk unutuluyor. Yaşananların unutulmaması için sinema tarihe bir not düşüyor. Bu teklifi bunun için kabul ettim” dedi. Genç oyuncu, arkasında sözü olan, topluma mesaj veren yapımlarda olmayı tercih ettiğini söyledi. Balık, Münevver'e benzerliğine dikkat çekilmesi üzerine özel bir çalışma yapmadığını söyledi
‘Karabulut’ adlı filmde Münevver'i, 29 yaşındaki oyuncu Yasemin Balık oynayacak. Yönetmen Melih Göğebakan, Cem Garipoğlu'nu ise başarılı oyuncu Tolga Karel 'in oynayabileceği sinyalini verdi.
Kamuoyunu aylardır meşgul eden Münevver Karabulut cinayeti, film oluyor. Filmin yapımcılığını üslenen İstanbul Ajans'ın patronu Melih Göğebakan, Antalya'da avukatı Ali Önal ve filmde Münevver'i canlandıracak oyuncu Yasemin Balık'la birlikte basın toplantısı düzenledi. Filmin çekimlerine 20 gün içinde başlayacaklarını kaydeden Göğebakan, Münevver'in katilini oynayacak erkek oyuncu için 7 kişi arasında seçme yapacaklarını söyledi.
Çekimlerin İstanbul, Rusya, Almanya ve Hollanda'da gerçekleştirileceğini kaydeden Göğebakan, 90 gün içinde çekimleri tamamlamayı düşündüklerini söyledi. Film senaryosunun yazın aşamasında olduğunu kaydeden Göğebakan, Karabulut cinayetinin faillerinin hala yakalanamamış olması dolayısıyla emekli polis memurları ve güvenlik görevlilerinden oluşan 120 kişilik bir ekibin cinayet üzerinde çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi. Filmin cinayetin birebir aynısı olmayacağını vurgulayan Melih Göğebakan, “Biz olaydan sadece esinlendik” dedi. Yapımcı Göğebakan, yönetmen için üç isimle görüştüklerini belirtirken, Demir Keskin isminin ağırlık kazandığını kaydetti.
Şirketin avukatı Ali Önal ise filmin bütçesinin 6 milyon dolar olarak belirlendiğini söyledi. Filme ortak olmak isteyen yabancı ajansların da bulunduğunu belirten Avukat Önal, ortaklık durumunun resmiyet kazanması halinde filmin bütçesinin 20 milyon dolara çıkacağını söyledi. Önal, filmden elde edilecek gelirle Münevver Karabulut adına bir okul ya da yurt yapılacağını söyledi. Önal, filmle ilgili olarak Münevver'in ailesiyle görüşüldüğünü hukuki bir sorun bulunmadığını kaydetti.
Kış aylarında gösterime girmesi düşünülen ‘Karabulut’ adlı filmde 17 yaşındayken başı kesilerek öldürülen Münevver'i oynayacak Yasemin Balık ise başrol teklifini aldığında oldukça heyecanlandığını söyledi. Münevver Karabulut cinayetinin sonuçları itibariyle topluma çok büyük görevler yüklediğini kaydeden Balık, “Türkiye'de maalesef herşey çabuk unutuluyor. Yaşananların unutulmaması için sinema tarihe bir not düşüyor. Bu teklifi bunun için kabul ettim” dedi. Genç oyuncu, arkasında sözü olan, topluma mesaj veren yapımlarda olmayı tercih ettiğini söyledi. Balık, Münevver'e benzerliğine dikkat çekilmesi üzerine özel bir çalışma yapmadığını söyledi
GÖNÜL YAZAR TV STÜDYOSUNU TERK ETTİ! CANLI YAYINDA GERGİN ANLAR...
Gönderen
türker

Star TV’deki ’Aramızda Kalmasın’ programına konuk olan Gönül Yazar, sürpriz konuk olduğunu duyunca sinirli bir şekilde stüdyoyu terk etti.
Gönül Yazar, ekmeğine mani olmakla suçladığı Kanun sanatçısı Coşkun Erdem'in stüdyoya geleceğini duyunca bir anda ayağa kalkarak gitmeye çalıştı. "Sizi çok seven bir arkadaşınız, bir dostunuz burada. Birazdan geliyor" diye konuşunca Gönül Yazar, bahsedilen kişinin Erdem olduğunu anlayarak ayağa kalktı ve "Ben kalkıyorum. Benim ekmeğime mani olan biriyse ben... Hayatta... 15 senedir ben ekmek yemiyorum. Katiyen" diyerek stüdyodan çıktı.
Gönül Yazar, "Benim arkamda halk var. Beni seven halk var. Allah herkesten razı olsun" diyerek yeniden stüdyoya dönüp köpeğini kucaklayarak çıkmak istedi. Coşkun Erdem'in bir kaç yıl önce kendisini Erdek'te bir konser ayarladığını ve o konserin parasını da alamadığını söyleyen Gönül Yazar, "Benim iyi arkadaşımdı... Ben burada o kötüdür demiyorum 15 senedir ekmek yemiyorum diyorum... Yazık oldu bana... İşimden soğudum" diye konuştu.televizyongazetesi
HANDE YENER’DEN ŞOK SÖZLER: CAMİADA ÇOK LEZBİYEN VAR!
Gönderen
türker

Star TV’de yayınlanan “Aramızda Kalmasın” programına Kemal Doğulu ile birlikte katılan Hande Yener, “Bakkal şarkısı yapıyor” sözü nedeniyle davalık olduğu Demet Akalın’lailgili haberler için ne dedi? Hande Yener sanat dünyasında çok lezbiyen var sözleriyle kimleri kast etti? İşte ayrıntılar.
Hande Yener, böyle bir söz söylemediğini belirterek "Bu nasıl bir dil ya? Ben hiç böyle konuşmuyorum ki. Ben daha üsturuplu cümleler kurarım" diyerek tepki verdi. Yener, ünlü isimler arasında çok lezbiyen olduğuyla ilgili sözleri hatırlatılınca da, "Ben durup dururken söylemiyorum" diyerek eşcinsellerle ilgili bir yürüyüşe katıldığında kendisine ünlüler arasında da lezbiyenler olup olmadığıyla ilgili bir soru yöneltildiğini ve ona yanıt verdiğini anlattı. Yener, insanları cinsel hayatlarını açıklamak zorunda olmadığına vurgu yaparak ünlüler arasında da gayler ve lezbiyenler olduğunu ve aşağı yukarı herkesin fark ettiğini de söyleyerek "Herkesin cinsel hayatı kendine" açıklamasını yaptı. Genç şarkıcı, eşcinsellerin öldürülmesi, işsiz kalmaları ve yaşadıkları sorunlara duyarsız kalamadığını ve bu nedenle onlara destek verdiğini de anlatarak "Tarafsız kalmak da taraflı oluyor" diye konuştu.
BERGÜZAR KOREL - HALİT ERGENÇ 7 AĞUSTOS’TA EVLENİYOR
Gönderen
türker
Aşkları “Binbir Gece” dizisinin setinde başlayan Bergüzar Korel ve Halit Ergenç, mutlu sona yaklaştı. 7 Ağustos’ta nikah masasına oturmaya hazırlanan Bergüzar Korel ile Halit Ergenç, nikah için gün saymaya başladı.
7 Ağustos'taki düğünün detaylarını Hello! dergisi yazdı.Çift, Les Ottomans Otel'deki düğünün son hazırlıklarını tamamlama telaşında... Mekan süslemesi işini ırem Yargıcı'ya emanet eden Korel, gelinliğin düğüne yetişmesi için de sık sık modacı Hakan Yıldırım'ın atölyesinde soluğu alıyor. Bu arada Ergenç de organizasyonun detaylarıyla ilgileniyor.
Hello
7 Ağustos'taki düğünün detaylarını Hello! dergisi yazdı.Çift, Les Ottomans Otel'deki düğünün son hazırlıklarını tamamlama telaşında... Mekan süslemesi işini ırem Yargıcı'ya emanet eden Korel, gelinliğin düğüne yetişmesi için de sık sık modacı Hakan Yıldırım'ın atölyesinde soluğu alıyor. Bu arada Ergenç de organizasyonun detaylarıyla ilgileniyor.
Hello
Gülşen Emir'i Öve Öve Bitiremedi
Gönderen
türker

Seksi şarkıcı Gülşen pop müziğin yeni seslerinden Emir'le özel bir geceye katıldı.
Gülşen, bu özel gecede kendisine eşlik eden Emir için, "Emir'le uzun zamandır tanışıyoruz. Çok zeki, komik, kültürlü, başarılı ve çok yakışıklı. Şimdiye kadar kendisini çok yakın arkadaşım gibi gördüm ama pişman olmaya başladım. Acaba sözümü geri mi alsam? Neyse şaka bir yere kadar Emir müzik piyasasında iyi bir yere gelecek, onu genç kızlara emanet ediyorum" diyerek Emir'e ne kadar güvendiğini ve ona ne kadar değer verdiğini belirtti.
Sabıka Kaydı Başını Yakmış!
Gönderen
türker

Şarkıcı Doğuş, Amerika'daki önemli bir fırsatı nasıl kaçırdığını anlattı.
Star TV'deki Aramızda Kalmasın programına konuk olan Doğuş, bir dönem tanıştığı Amerikalı bir tanıdığının kendisine aracı olduğunu ve Broadway'e gitme fırsatı yarattığını söyledi.
Daha önce Amerika'ya gitmek için vize almak isteyen Doğuş, sabıka kaydı nedeniyle vize alamamış. "Amerika bana vize vermedi" diyen Doğuş, "Ben çok büyük bir fırsat kaçırdım Broadway'de. Herkesin rüyasında göremeyeceği bir şeyi kaçırdım. Amerikalı o abimiz ayarlamıştı. Resimlerimi göndermişti, albümlerimi gönderdi. 'Enteresan adam' demişler benim için" diye konuştu.
Amerikalı o kişinin kendisinin sabıka kaydığını bildiğini ama 'Problem olmaz' dediğini söyleyen Doğuş, "İşin komik tarafı onların sabıkalıları buraya gelip çok rahat hareket edebiliyorlar ama işte biz oraya gidemiyoruz" diyerek sabıka kaydına rağmen, dünyanın bir çok ülkesine gittiğini de
Süperstar
Gönderen
türker

'süper' olduğunu bir kez daha kanıtladı! Ayağı bilekten kırılmasına rağmen konsere Çıktı.
Süperstar 'süper' olduğunu bir kez daha kanıtladı! Ayağı bilekten kırılmasına rağmen 'gösteri devam etmeli' dedi ve Arena'daki konserine alçılı ayağıyla çıktı. Süper minileriyle dans etti, 8 bin kişiyi de coşturdu
Kırık ayaklı Süperstar sekiz bin kişiyi coşturdu
'Süperstar' Ajda Pekkan, cumartesi akşamı BKM organizasyonuyla Turkcell Kuruceşme Arena'yı dolduran sekiz bini aşkın hayranını doyasıya eğlendirdi. Gecede Nur Yerlitaş imzalı iki kıyafet giyen ünlü sanatçı; kırık ayak bileğine rağmen, sahneye çıktı. Pekkan, alçıdaki ayağını 'Ugg' botlarla kamufle etti. Konser, demir halkalar içinde sahneye inen dansçıların şovuyla başladı. Boğaz'daki bir yattan sahneye vuran 'Seni seviyorum aşkım' yazısı da konserin ilgi odağı oldu.
Benim dostum sizsiniz
Günlerdir 80 kişilik ekibiyle konserine hazırlanan Pekkan, sahneye pembe saten drapeli mini elbiseyle çıktı. Elbise üzerine de leopar desenli ve kolları fıstık yeşili püsküllerle süslenmiş ceket giydi. Üç şarkının sözlerini unutmasına rağmen dinleyicilerin kendisini yoğun alkışa tutması karşısında Pekkan "Annem hep 'Tek gerçek dostun sevenlerindir' derdi, ben de kızardım pesimist diye ama şimdi ona hak veriyorum" dedi. Süperstar konserin ilk bölümünde seyircisinden bir de özür diledi. Pekkan, birkaç gün önce ayağını kırdığını, bu yüzden de rahat hareket edemediğini söyledi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)